Kayıtlar

Mevlid Kandili mesajları

Resim
Mevlid Kandili mesajları Kandiller; ışıklarıyla sadece karanlık gecelerimizi değil, aynı zamanda manevî feyziyle de daralan gönüllerimizi aydınlatan, zihinlerimizi berraklaştıran gecelerdir. Kandiller; öze dönüşün, Yüce Yaratanımıza yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın, geçici olanla kalıcı olanı fark etmenin, kalp gözümüzü açıp gönül dünyamızı temizlemenin fırsatı olan, nefsin yanıltıcı arzu ve isteklerinden uzaklaşmanın imkânlarını sunan kutlu zaman dilimleridir. https://www.uhut.net/?p=1428

Kerahat Vakitleri

Resim
Kerahat Vakitleri Kısacası güneş doğarken, tepedeyken ve batarken namaz kılınmaz. Kerahat Vakti, içinde namaz kılınması mekruh olan vakitlere denir. İki türlü kerahat vakti vardır. Bunlardan bir tanesi, farz olsun, nafile olsun her türlü namazın kılınması mekruh olan vakitler. İkincisi ise, sadece nafile namaz kılmanın mekruh olup diğer namazların caiz olduğu vakitlerdir. https://www.hakdini.com/islami-hukumler/farz/namaz/kerahat-vakitleri_930.htm

Esmâ-ül Hüsnâ

Esmâ-ül Hüsnâ Allah’ın isimleri ya da Allah’ın 99 ismi (Arapça:  اَلأَسْماَءُ الْحُسْنَى , El Esmâ ül Hüsnâ /  En Güzel İsimler ), Dinimizde, Kur’an ve hadislerde Allah’a izâfe edilen fiil veya sıfatlardan türetilmiş veya doğrudan Allah’ı ifade amacıyla kullanılmış olan isimlerdir. Kur’an’da “ En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin… ” buyrulmuştur. İsmin çoğulu olan esmâ kelimesi ile, ‘en güzel’ anlamındaki hüsnâ kelimesinin oluşturduğu bir sıfat tamlaması olan esmâ-i hüsnâ (el-esmâü’lhüsnâ), yüce Allah’ın bütün isimleri için kullanılan bir terimdir. https://www.hakdini.com/cocuklar-icin-din-egitimi/allah-sevgisi/esma-ul-husna_722.htm https://www.uhut.net/gundem/esma-ul-husna_1303.htm

Adetlerle Değil, Ayetlerle Annelik Yapalım!

Fıtrat Pedagojisi’ kitabının yazarı Hatice Kübra Tongar ile mülâkat  Her anne-babanın kendine ulaşan bilgiyi test edebilecek bir zihin sistematiğine gelmesi gerekir. Bu da Kur’an-ı Kerim’dir. Zira Kur’an, kıyamete kadar özünü koruyabilecek, manaları değişmeyecek tek kaynaktır. Ayrıca basit bir aleti bile onu yapanın kılavuzuna bakarak kullanırken; insanı okumak için, onu yaratanın cümlelerine sığınmaktan daha doğal ne olabilir ki? Kaynak: “Âdetlerle Değil, Âyetlerle Annelik Yapalım!” devamını buradan okuyabilrisiniz:   Adetlerle Değil, Ayetlerle Annelik Yapalım!

İbadet Niçin Yapılır?

İbadet, öncelikle Allah emrettiği için yapılır. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin.” (Bakara Suresi, 21. ayet) Allah’ın her emrinde olduğu gibi, yalnızca kendisine kulluk etmeyi emretmesinde de çok önemli amaçlar vardır. Bu amaçlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: devamını buradan okuyabilirsiniz: ibadet niçin yapılır?

Öğrendiğimiz İlmi Amele Döküyor Muyuz?

Herkes az çok ilim öğrenmeye çalışır. Buna gayret eder. Ama asıl mesele ilmi amele dökebilmektir. Nitekim Allah  Kuran ’da şöyle buyurmaktadır; “Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” [Cuma, 5] Yine Bediüzzaman Said Nursî, İhlas hakkındaki 20. Lem’a’da şöyle söyler; “İnsanlar helâk oldu-âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu-ilmiyle amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu-ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar.” devamını buradan okuyabilirsiniz: Öğrendiğimiz İlmi Amele Döküyor Muyuz?

Peygamberimizi Çocuklara Nasıl Anlatmalı?

Eskiden dedelerimizden, ninelerimizden dinlediğimiz tatlı hikayelerle tanışırdık Peygamberimizle. Şimdi bu görevi daha çok çocuklara yönelik kitaplar alsa da ilahiyatçılar, psikologlar, yazarlar O’nu hikâyelerle tanıtmanın önemine değiniyor. dede ve torun kitap okuyorBeş yaşındaki Azra’yı dedesinin kucağında elinde Peygamberimiz’i anlatan bir kitapla görünce Necip Fazıl’ın dizeleri geliyor aklımıza: “…Üçüncü katta, bizim yatak odamızın karşısındaki büyük yatak odasında, kocaman bir ceviz karyolada büyük babamın yanında ve kürkünün içindeyim. Hazret-i Ali’ye, onun misilsiz kuvvet şecaatine dair bir menkıbe dinlemiş bulunuyorum. Soruyorum: ‘Büyük baba, Hazreti  Peygamber mi daha kuvvetliydi, Hazreti Ali mi?’ Beş-altı yaşındaki çocuk saffetinin içinden fışkıran bu sual, büyükbabama hem çocuklara, hem büyüklere verilebilecek cevapların en güzelini verdiriyor: ‘O kimseyle ölçülmez, O’nda  peygamber  kuvveti vardı.’ Büyükbabamın ‘O’nda peygamber kuvveti vardı.’ sözünü, hecesi...