Kayıtlar

Ocak, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Esmâ-ül Hüsnâ

Esmâ-ül Hüsnâ Allah’ın isimleri ya da Allah’ın 99 ismi (Arapça:  اَلأَسْماَءُ الْحُسْنَى , El Esmâ ül Hüsnâ /  En Güzel İsimler ), Dinimizde, Kur’an ve hadislerde Allah’a izâfe edilen fiil veya sıfatlardan türetilmiş veya doğrudan Allah’ı ifade amacıyla kullanılmış olan isimlerdir. Kur’an’da “ En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin… ” buyrulmuştur. İsmin çoğulu olan esmâ kelimesi ile, ‘en güzel’ anlamındaki hüsnâ kelimesinin oluşturduğu bir sıfat tamlaması olan esmâ-i hüsnâ (el-esmâü’lhüsnâ), yüce Allah’ın bütün isimleri için kullanılan bir terimdir. https://www.hakdini.com/cocuklar-icin-din-egitimi/allah-sevgisi/esma-ul-husna_722.htm https://www.uhut.net/gundem/esma-ul-husna_1303.htm

Adetlerle Değil, Ayetlerle Annelik Yapalım!

Fıtrat Pedagojisi’ kitabının yazarı Hatice Kübra Tongar ile mülâkat  Her anne-babanın kendine ulaşan bilgiyi test edebilecek bir zihin sistematiğine gelmesi gerekir. Bu da Kur’an-ı Kerim’dir. Zira Kur’an, kıyamete kadar özünü koruyabilecek, manaları değişmeyecek tek kaynaktır. Ayrıca basit bir aleti bile onu yapanın kılavuzuna bakarak kullanırken; insanı okumak için, onu yaratanın cümlelerine sığınmaktan daha doğal ne olabilir ki? Kaynak: “Âdetlerle Değil, Âyetlerle Annelik Yapalım!” devamını buradan okuyabilrisiniz:   Adetlerle Değil, Ayetlerle Annelik Yapalım!

İbadet Niçin Yapılır?

İbadet, öncelikle Allah emrettiği için yapılır. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin.” (Bakara Suresi, 21. ayet) Allah’ın her emrinde olduğu gibi, yalnızca kendisine kulluk etmeyi emretmesinde de çok önemli amaçlar vardır. Bu amaçlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: devamını buradan okuyabilirsiniz: ibadet niçin yapılır?

Öğrendiğimiz İlmi Amele Döküyor Muyuz?

Herkes az çok ilim öğrenmeye çalışır. Buna gayret eder. Ama asıl mesele ilmi amele dökebilmektir. Nitekim Allah  Kuran ’da şöyle buyurmaktadır; “Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” [Cuma, 5] Yine Bediüzzaman Said Nursî, İhlas hakkındaki 20. Lem’a’da şöyle söyler; “İnsanlar helâk oldu-âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu-ilmiyle amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu-ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar.” devamını buradan okuyabilirsiniz: Öğrendiğimiz İlmi Amele Döküyor Muyuz?

Peygamberimizi Çocuklara Nasıl Anlatmalı?

Eskiden dedelerimizden, ninelerimizden dinlediğimiz tatlı hikayelerle tanışırdık Peygamberimizle. Şimdi bu görevi daha çok çocuklara yönelik kitaplar alsa da ilahiyatçılar, psikologlar, yazarlar O’nu hikâyelerle tanıtmanın önemine değiniyor. dede ve torun kitap okuyorBeş yaşındaki Azra’yı dedesinin kucağında elinde Peygamberimiz’i anlatan bir kitapla görünce Necip Fazıl’ın dizeleri geliyor aklımıza: “…Üçüncü katta, bizim yatak odamızın karşısındaki büyük yatak odasında, kocaman bir ceviz karyolada büyük babamın yanında ve kürkünün içindeyim. Hazret-i Ali’ye, onun misilsiz kuvvet şecaatine dair bir menkıbe dinlemiş bulunuyorum. Soruyorum: ‘Büyük baba, Hazreti  Peygamber mi daha kuvvetliydi, Hazreti Ali mi?’ Beş-altı yaşındaki çocuk saffetinin içinden fışkıran bu sual, büyükbabama hem çocuklara, hem büyüklere verilebilecek cevapların en güzelini verdiriyor: ‘O kimseyle ölçülmez, O’nda  peygamber  kuvveti vardı.’ Büyükbabamın ‘O’nda peygamber kuvveti vardı.’ sözünü, hecesi...

Çocuğa Tefekkür Etmeyi Esma-ül Hüsna İle Öğretebiliriz

Tefekkür ya da çok yönlü düşünme yeteneği çocuğun zihin gelişimini de artıran önemli bir etken. Çocuk doğduğu andan itibaren 2 yaşa kadar zihin gelişimi inanılmaz bir hızla ilerliyor. 2-6 yaş arası zeka gelişimi ise “çocuğun altın çağı” olarak tanımlanıyor. Bu yaşlarda insani ve ahlaki değerlerle ilişkilendirilen ön beyinle diğer beyinler arasında bağlantılar kuruluyor. Hayat boyu devam eden zihinsel gelişimi, her yeni gün beynin hipokampus (hafıza ve öğrenmenin gerçekleştiği bölge) bölümünde doğan yeni hücreler önemli derecede destekliyor. Kişi her an öğrenme, okuma süreci içindeyse günlük doğan bu hücreler kaybolmayıp yaşantısına devam ediyor. Zihni geliştiren okuma, yazma gibi çeşitli aktiviteler ihmal ediliyorsa bu siliniyor. https://www.hakdini.com/cocuklar-icin-din-egitimi/allah-sevgisi/cocuga-tefekkur-etmeyi-esma-ul-husna-ile-ogretebiliriz_684.htm

Meleklere İman

Melek, Allahü teala tarafından yaratılmış, erkeklik ve dişilikleri olmayan ve Allahü teala’ya itaatten ayrılmayan gözle görülmeyen nuranî varlıklardır. Melekler nurdan yaratılmışlardır. Yemezler, içmezler uyumazlar, doğuğ doğurmazlar. Yüce Allah’ın emirlerine asla isyan etmezler. Hiçbir günah işlemezler. Devamlı Allah’a ibadet ederler. Bizler ruhumuzu göremediğimiz gibi melekleri de göremeyiz. “Şüphesiz Rabbin katındaki (Melek)ler O’na ibadet etmekten büyüklenmezler. O’nu tesbih ederler, yalnız O’na secde ederler.” (A’raf, 7/206) İnanlar meleklerin varlığına  iman  etmekle yükümlüdürler. Varlıkları peygamberler ve onlara verilen kitablar tarafından bildirilmiştir. Melekleri inkar etmek, bütün peygamberleri ve kitapları inkar etmek demektir. Bu da caiz olmaz. Onun için meleklere  iman  etmek imanın şartlarından birisidir, bizim de dinimizin şartıdır. devamı için buraya bakınız: Meleklere İman

Peygamberlere İman

Peygamber, Allah ile insanlar arasında elçi olarak görevlendirilen Allah’ın emirlerini bildiren doğru yolu gösteren Allah elçileridir. Peygamberler insanlara yol gösterici olarak gönderilmiştir. Allahü Tealanın peygamberlerine inanmak, iman etmek imanın 4. şartıdır. Müslümanlar, peygamberlerin hepsine inanarak iman eder. Peygamberlere iman etmek, aralarında hiçbir fark görmeyerek, hepsinin Allahü teala tarafından seçilmiş sadık, dogru sözlü olduklarına inanmak demekdir. İ şte, bu gerçekleri insanlara öğretmek, dünya ve ahirette mutlu olmanın yollarını göstermek için Yüce Allah Peygamberlerini görevlendirmiştir. Peygamberler en doğru bir şekilde insanlara Allah’ı tanıtmışlar, inanç esaslarını, ibadet şekillerini öğretmişlerdir. Dini hükümleri ve güzel ahlâk ilkelerini açıklamışlar, kendileri de söylediklerini yaparak insanlara örnek olmuşlardır. devamı için buraya bakınız : Peygamberlere İman

Allah’a İman

Allah’a İman Allahü teâlâ, vacib-ül-vücud (varlığı lazım olan) ve hakiki mabud ve bütün varlıkların yaratıcısıdır. Ondan başka ilah yoktur. Allahü teâlâ zamandan, mekandan münezzehtir. Hiçbir şeye benzemez. Allah’a iman , Allahü teâlâyı yüksek sıfatlarla vasıflamak ve noksan sıfatlardan uzak tutmaktır. Allahü teâlânın varlığına ve birliğine inandım, iman ettim, kalbimle tasdik, dilimle ikrar ettim demektir. Allahü teâlâ vardır ve birdir. Bütün ibadetler yalnızca O’na yapılır. “Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar”. (Bakara, 4) Allahü Teâlâ sayı bakımından değil, ortağı ve benzeri olmamak bakımından birdir. Yani zatında ve sıfatlarında hiçbir şekilde O’na ortak yoktur. Bütün mahlûkâtın zat ve sıfatları, kendilerini yaratanın zat ve sıfatlarına benzemediği gibi, yaratanın zat ve sıfatları da, yarattıklarından hiçbirinin zat ve sıfatlarına benzemez. devamı için buraya bakınız: Allah'a İman

İmanın Şartları

İmanın Şartları Müslümanların dini olan İslam diğer tüm dinlerde olduğu gibi bazı kurallar üzerine kuruludur. İslam dinine göre insanın salih bir  k ul olabilmesi için imanın şartlarını uygulaması gerekmektedir. İman demek, inanmak demektir. Bu yüzden Allah’ın varlığına ve birliğine inanan herkes, bu şartlara uymakla sorumludur. Bu makalemizde, İmanın şartlarına ve hangi kıstaslara göre oluşturulduklarına yönelik aydınlatıcı bilgileri bulacaksınız. İman demek, inanmak demektir. Allah’ın varlığına ve birliğine inanan herkes iman sahibidir. Ancak sadece Allah’a inanmanın tek başına yeterli olmadığı da dile getirilmektedir. İslam alimleri, Nisa Suresi’nde özellikle de 136. ayetine dayanarak imanın en temel şartlarını 6 adet olarak belirlemiştir. Öncelikle ilgili ayete bakalım ve ardından imanın 6 şartını maddeler halinde görelim: “Ey inananlar! Allah’a, resulüne, resulüne indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba inanmakta sebat gösterin. devamı için bu...

İslamda Kadının Yeri Ve Önemi

İslamda Kadının Yeri Ve Önemi İslamda kadının oldukça önemli bir yeri ve konumu vardır. Kadın bir bütünün ayrılmaz parçasıdır.Hatta kadın ümmetin yarısıdır. İslamda kadın temel eğitimi veren ilk öğretmendir. Bundan dolayı ümmetin geleceği hususunda kadın çok önemli bir etkendir. Kadın bozulduğunda toplumun bozulacağını çok iyi bilen  islam  düşmaları kadını hedef almışlar kadını ifsad etmek üzere çalışmalar yapmışlardır. Bunuda onu erkeklerin arasına karıştırmak kadın erkek eşitliği sahte hürriyet gibi batıya ait fikirleri yayma suretiyle yaparken her çeşit yolu ve aldatma unsurlarını’da kullanmışlardır. ALLAH c.c düşmaları bir toplumu yıkmak için daima kadını silah olarak kullanmışlar kadını özgürleştirmek adı altında onu eğlence mevzuu ve reklam malzemesi durumuna düşürerek fıtri yapısından ve asli sorumluluğundan uzaklaştırmışlardır. devamı için buraya bakınız: İslamda Kadının Yeri Ve Önemi

İslam’da Adab Kuralları Nelerdir?

İslam’da Adab Kuralları Nelerdir? Ahlak,terbiye ve nezaket kuralları. Birini ziyafete davet etmek manasını ifade eden edeb, İslam’ın güzel saydığı söz ve davranışlardır. Bu itibarla edep, insanların kendisine davet olunan bilimum hayır, zarâfet, usluluk ve güzel ahlak demektir. Edeb, insanı ayıplanma ve kötülenme sebeplerinden koruyan nefsin köklü bir kuvvetidir. İslam’da adab kuralları nelerdir? Selam Verme Adabı Müslümanlar birbirleri ile karşılaşınca selamlaşır ve tokalaşır. Selam vermek  sünnet , verilen selamı almak farzdır: 1. İslam’ın emrettiği selamı unutma. 2. Tanıdığın veya tanımadığın Müslümanlarla karşılaştığın zaman selam vermeyi ihmal etme. 3. Selam verme şekli şöyle: a) Binek üzerinde olan yürüyene, b) Yürüyen oturana, c) Az kişiler çok kişilere, d) Küçükler büyüklere selam verirler. 4. Verilen selama onun misliyle veya ondan daha güzel bir şekilde cevap ver. 5. Konuşmadan önce selam ver. devamı için buraya bakınız: İslam’da Adab Kuralları Nelerdir?

Çocuklara Allah Kavramı Nasıl Anlatılmalı?

Çocuklara Allah Kavramı Nasıl Anlatılmalı? “Çocuklara Allah’ı anlatmak güç değildir. Güç olan, nasıl ve ne şekilde anlatılacağıdır.” Ahmet Şahin Çocuk, zihninde; “Allah”kavramına karşı bir tasavvur ve kendine özgü bir yorum geliştirir. Çünkü, çocukları en çok meşgul eden ve ilgilerini çeken konu, şüphesiz Allah’tır. Onların Allah’ı bu denli merak etmelerinde, yaratılıştan getirdikleri inanç duygusunun tesiri olduğu gibi, çocukluk çağının bir vakıası olan, çocukların tabiatüstü kuvvet ve varlığa karşı duydukları temayülün de payı vardır. Etrafını kuşatan fizikî ve sosyal çevreyi keşfetme ve tanıma arzusunda olan çocuğun önde gelen meraklarından biri de “kim tarafından yaratıldığı”dır. Diğer merakların da olduğu gibi bu konuda da çocuk cevabı öncelikle anne ve babasından bekler. devamı için buraya bakınız: Çocuklara Allah'ı Anlatmak